Dünya Kupası Sonun Başlıyor

Yarın akşam büyük gün. Yaklaşık 1 aydır beklediğimiz Dünya Kupası, sonun yarın akşam başlıyor. Açılışı ev sahibi Brezilya ile Hırvatistan arasındaki oynanacak maç, tüm dünyanın hasretini sona erdirmiş olacak. Özellikle ülkemizde ve Avrupa ‘da sezon sona erince, futbolseverlerin heyecanla gelmesini beklediği andı.  

Bu sene Dünya Kupası diğer yıllara göre biraz sönük geçecek gibi duruyor. Çünkü futbolseverlerin heyecanla takip ettiği ve Dünya Kupası maçlarında izlemek istediği birçok futbolcu sakatlanarak, takımlarının kadrosundan çıkartıldı. Bu yetmezmiş gibi dünyanın severek izlediği ve aralarında büyük bir rekabet olan iki futbolcu Leo Messi ve Cristiano Ronaldo formsuzlukları ile de birçok futbolseveri üzmüş durumda. Sakatlanan futbolcu arasında şunlar var: Fransa ‘dan Frank Ribery, Almanya ‘dan Marco Reus ve İlkay Gündoğan, Kolombiya ‘dan Radamel Falcao, İngiltere ‘den Teo Walcott ve niceleri. Yukarıdaki futbolcular futbolseverlerin özellikle sahada görmek istedikleri ve her an oyunun seyrini değiştirebilecek oyuncular olduğu için bu futbolcuların eksikliği hem takımlar açısından hem de futbolseverler açısında eminim çok hissedilecek.

Ev sahibi Brezilya ‘da herhangi gibi bir sakat oyuncu ya da formsuz oyuncu bulunmadığı için Dünya Kupası ‘nın en favori takımı. Fakat aynı zamanda Uruguay da güçlü kadrosu ve formda oyuncuları ile favori takımların başında gelmektedir. Son 2 büyük organizasyonun şampiyonu olan İspanya ise eski günlerdeki gibi formda olmadığı için bu sene ki Dünya Kupası ‘nda favori takımlar arasında gösterilmemektedir.

Yarın akşam işten eve geldiğim zaman maçı rahat ve keyifli izleyebilmek için evdeki hazırlıkları tamamladım. Havaların ısınması ile birlikte klima bakımını yaptırdım. Yarın akşam eve geldiğim zaman klimayı çalıştırıp, soğuk biramı ve çerezimi de aldıktan sonra Dünya Kupası ‘nın açılışını yapmış olacağım. 

Neden Klimalar Hala Çalışmıyor !

Tam yaz geldi havalar ısınıyor derken bir anda kapanan havalardan dolayı, güneş yine bulutların arkasında kaldı. Ve yüzünü bizlere hasret bıraktırdı. 2 haftadır tüm yurt genelinde devam eden yağmurlu havalardan dolayı, güneşin yüzünü iyice unuttuk diyebiliriz. Fakat sıcaklığını hala hissedebilmekteyiz. Ama sabah evden çıkarken havanın kapalı olmasından dolayı bir türlü ne giyeceğimize karar veremiyoruz. Çünkü havanın sıcak olmasından dolayı ince kıyafetler giyince rahat ediyoruz fakat yağmur yağdığında serinleyen havada da bu sefer üşüyoruz. Üzerimize biraz kalın kıyafetler giydiğimiz zaman ise bu sefer işe giderken otobüste klimanın çalışmamasından dolayı terliyoruz. Bu da bizi çok fazla rahatsız etmektedir. En azından otobüslerdeki klimalar doğru düzgün çalışsa biraz olsun kalın giysiler giyilebilir. Fakat bu da mümkün olmamakta. Bu yüzden bu aralar sabahları evden çıkarken, havaların kapanmasından dolayı biraz karasız giyinerek çıkmaktayız.

Ne güzel Haziran ayının gelmesi ile birlikte yaz ayı geldiğini düşünerek, tişörtlerimizi, kaprilerimizi, yazlık gömlek ve keten pantolonlarımıza gardroplarımıza yerleştirmiştik. Gerçi yine de yazın sıcaklığını hissediyoruz. Sadece güneşi, o kara kara bulutların arkasından görememekteyiz. Benim takıldığım nokta ise, neden hala ofislerimizdeki klimanın çalışmıyor olması. Çünkü genelde işe bu aralar hepimiz havalardan dolayı biraz kalın giyinerek gitmekteyiz. Fakat arkadaşlarımla da konuştum, benimde çalıştığım yer dahil, bir türlü ofislerimizdeki klimalar çalışmamakta. Ancak biz dile getirdiğimiz zaman, çalıştırma gereği duymaktalar.

Havalar ısındığı zaman öncelikle yazlık kıyafet giyilir daha sonra klima çalışır. Bunu artık hepimiz öğrenmişizdir. Nasıl her yaz döneminde üzerimize yeni yazlık kıyafetler alıyorsak. Yine her yaz döneminde ya klimanın bakımını yaptırır ya da eskiyen klimayı yenileriz. Bunun süreci her zaman böyle olmaktadır. Örneğin; ben kendi evimdeki klimayı bu sene değiştirdim. Piyasada bulunan birçok klima markaları içerisinden araştırma yaparken, en uygun klima fiyatlarının olduğu evidea.com ‘dan, yeni bir klima aldım ve ücretsiz kargo ile montajla da, şu an evimde serin serin oturmaktayım.

Ben evimde güzel güzel klimamı açıp otururken, ofiste niye hala çalışmadığını hala anlayabilmiş değilim. Madem bizlerden yüksek performans bekliyorlar, iş verimliliğinin düşmemesi içinde çalışanlarının, çalışma koşullarını da düşünmek zorundalar. Bu yüzden her ne kadar havalar kapalı yağmur yağıyor olsa da, yazın sıcaklığını gayet iyi hissetmekteyiz ve gerek otobüslerde olsun gerekse ofislerimizde olsun, en kısa zamanda klimaların tam takırında çalışmasını istiyorum. 

Adnan Bey ve Ofisi

Aşk – Memnu, adını Türk televizyon tarihine altın harflerle yazdırabilmeyi başaran dizilerimizden bir tanesi. Bir dönem, hayatımızın her alanında bizleri etkileyen dizi, çok başarılı bir şekilde ilk başladığı andan – finale kadar her zaman soluksuz bir şekilde izlenebilmeyi başardı. Ziyagil ailesinin yaşadığı entrikanı konu alan dizi, Bihter ve Behlül ‘ün yasak aşkının yanında, Firdevs Hanım ‘ın ve Hilmi Önal ‘ın oyunları geçen, heyecanın her zaman bol olan bir dizimizdi.

Başrollerini Beren Saat ve Kıvanç Tatlıtuğ ‘un yer aldığı dizide ayrıca Selçuk Yöntem, Nebahat Çehre, Hazal Kaya, Recep Aktuğ ve Zerrin Tekindor ‘dan oluşan çok kaliteli bir kadroya sahiptiler. Aşk – ı Memnu yayınlandığı gün herkesi ekran başına kilitler, sanki dünya durmuşçasına tüm Türkiye televizyonların başında Aşk – ı Memnu ‘yu izlerlerdi.  Bu yüzden Aşk – ı Memnu bizleri sadece ekran başında değil aynı zamanda kıyafetleri, takıları, dekorasyonlarıyla da çok fazla etkilemiştir. Özellikle Bihter ‘in takmış olduğu takılar ve giymiş olduğu elbiseler, her hafta dizi bittikten sonra magazin ve moda dünyasında çok fazla konu olan haberlerin başında gelmekteydi. Bihter ‘in takılarının ve elbiselerinin yanında bir de dizide geçen mekanların dekorasyonu, dekorasyon dergileri tarafından da çok fazla habere konu olmaktaydı.

Adnan Bey ‘in çalışma odasının dekorasyonu ve iş yerindeki ofisinin dekorasyonu çok beğenilirdi. Ofis mobilyaları çok şık, oturmuş olduğu ofis koltuğu da, oda ile çok güzel bir uyumluluk içinde olmasının yanında tam bir patron koltuğuydu. Bunun yanında köşkteki çalışma odası da, aynı şekilde çok şık bir dekorasyona sahipti. Bazı dönemlerde, kült haline gelen dizilerimiz hayatımızın her alanında bizleri etkileyebilmektedir.